Otitis externa dış kulak kanalının iltihaplanması anlamına gelmektedir ve pet hayvanlarımızda görülen en yaygın hastalıklardan birisidir. Beagle, Shar-Pei, Golden Retriever, Bulldog, Pug gibi köpek ırklarında ve Persian, Himalayan, Scottish Fold gibi kedi ırklarında yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır.

dis-kulak-kanali-iltihabi

Otitis Externa’nın Sebebi Nedir?

Otitis externa enfeksiyonu genellikle kulak kanallarının bakteri, virüs tarafından enfekte olmasıyla oluşur. Otitis externa nemli ortamda birikmeler veya kulak kanallarının tahriş olması sonucu gelişmektedir. Otitis externa 2 ayrı sebeblerden dolayı oluşabilmektedir. Bunlar:

  1. Primer Sebepler
  2. Sekonder Sebepler

Primer Sebepler

Primer sebepler, sağlıklı kulak kanalında hastalığı başlatabilen yapıcı etkenlerdir. Bunların başında alerji (gıda kaynaklı veya atopik dermatit), parazitler (Otodectes cinsi akarlar) veya yabancı cisimler (örn. pisi pisi başağı) sayılabilir.

Sekonder Sebepler

Sekonder sebepler, primer etkenlerin anormal hale getirdiği kulakta hastalığı ilerleten fırsatçı etkenlerdir. Başlıcaları Staphylococcus, Streptococcus, Proteus gibi bakteriyel veya Malessezia gibi maya (mantar) etkenleri kaynaklıdır.

Bunların yanı sıra kulak kepçesinin sarkık yapıda olması (örn. Poodle veya King Charles Cavalier ırklarında olduğu gibi), sık yıkama ve yüzme sonrası bölgenin nemli kalması, kulak kanalının çok dar veya sık tüylerle kaplı olması gibi sebepler otitis externa’ya olan yatkınlığı ciddi oranda arttırmaktadır.

Otitis Externa’nın Belirtileri Nelerdir?

En yaygın karşılaşılan belirtiler; başı bir tarafa yatırma, sallama, kulak bölgesini kaşıma ve kulak kanalından kötü koku gelmesidir, bölgede kızarıklık görülmesi de mümkündür. Hasta yakınlarımız kimi zaman kulak kanalından gelen akıntıyı da gözlemleyebilir. Bu akıntı genelde bakteriyel kökenli otitis durumunda sarımsı; maya ve paraziter kökenli otitis durumlarında ise kahve telvesi görünümündedir.

Semptomatik otitis externa durumlarında kulak kanalında sıklıkla şiddetli ağrı mevcuttur. Bu ağrı hem dostlarımızın hayat kalitesini düşürmekte, hem de muayene ve tedavi sürecinde zorluklara neden olmaktadır. Bu yüzden otitis tedavisinin en önemli bölümlerinden birisi de ağrı kontrolüdür.

Bunların yanı sıra birçok dostumuzda otitis externa belirti vermeden de seyredebilir. Bu yüzden kedi ve köpeklerimizin rutin veteriner kontrolünden geçmesi oldukça önemlidir. Rutin veteriner kontrolleri için 7/24 veteriner kliniklerini tercih edebilirsiniz.

dis-kulak-kanali-iltihabi

Otitis Externa’nın Tanısı Nasıl Konur?

Otitis externa’nın tanısı, veteriner hekim tarafından yapılan muayene sonucunda konacaktır. Muayenede otitis externa’dan şüphelenilmesi durumunda hekiminiz bazı ek tahliller yapmak isteyebilir.

Otitis tedavisine başlamadan önce hastalığa neyin sebep olduğunu bulmak önemlidir. Bu amaçla yabancı cisim varlığını elemek için otoskobik ve video otoskobik yöntemler kullanılabilir, uyuz teşhisi için kulak kepçesinden kazıntı alınabilir veya kulak akıntısından preparat hazırlanıp mikroskop altında incelenebilir. Özellikle kulak kanalı görüntülenecekse ve bölge ağrılıysa, bazen de kulak kanalına girmiş yabancı cisimlerin çıkartılması esnasında dostumuzun muayeneye izin vermemesi mümkündür. Bu gibi durumlarda uygulamanın sedasyon altında yapılması daha doğru olacaktır.

Kulak kanalının görüntülenmesi oldukça önemlidir çünkü bir yabancı cisim varlığı, tümör, orta kulak veya östaki borusundan köken alan bir polip durumunda yapılan medikal tedavi yanıtsız kalacaktır. Ayrıca kulak zarının yırtık olduğu durumlarda uygulanacak merhemin toksik etki yaratması da mümkündür. Bu patolojilerin hepsi farklı bir tedavi protokolü gerektirmektedir.

Otitis Externa’nın Tedavisi Nasıl Yapılır?

Otitis’in sebebi bulunduktan sonra hekiminiz tedavi protokolüne karar verecektir. Eğer sebep yabancı cisim ise, bu cisim çeşitli enstrümanlar kullanarak kulaktan uzaklaştırılacaktır. Sebebin tümör veya polip benzeri yapılar olduğu durumlarda genellikle cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Eğer otitis bakteri, mantar veya uyuz etkenleri gibi mikroorganizmalar kaynaklı ise, tedavide genelde lokal olarak uygulanan merhemler ya da sistemik yolla etki eden ilaçlar kullanılır. Kimi zaman lokal ve sistemik tedavinin beraber uygulanması da mümkündür.

Yaygın olarak kullanılan kulak merhem veya damlalarının çoğu birden fazla etken madde içermektedir. Bu merhemlerde çoğu zaman antibiyotikler, antifungal ve akarisitler beraber bulunmakta, ayrıca ağrı ve bölgedeki iltihabın kontrolü için kortikosteroidler içermektedir. Kulaktaki yangının şiddetli olduğu durumlarda, oral yolla da kortikosteroidler veya steroid olmayan yangı gidericiler tedaviye eklenebilmektedir. Keza antibiyotik ve antifungal ilaçlar da, etkiyi güçlendirmek için oral yolla reçete edilebilir.

Bazı durumlarda ise kulak kanalı iltihabı kronik veya sürekli nükseden karakterde olabilmektedir. Her ne kadar doğru bir yaklaşımla tedavi uygulansa bile, bazı dostlarımızda kah kulağın anatomik yapısı sonucu, kah bünyesinin alerjik olması gibi nedenlerle şikayetler tam olarak iyileşmez, veya iyileşse bile sık sık nüksler görülür. Bazen ise kronik otitis sonucu kulak kanalı o derece kalınlaşmıştır ki ilaçlar bölgeye nüfuz edemez, hatta kulak akıntısının drene edilmesi mümkün olmaz. Bu durumlarda cerrahi yolla radikal müdahale de düşünülmelidir. 

Bu amaçla yapılan iki ayrı operasyon vardır. Bunlardan ilki “lateral kulak kanalı rezeksiyonu”dur. Bu operasyon ile ‘L’ şeklinde olan kulak kanalının dikey bölümü cerrahi olarak uzaklaştırılmaktadır. Bu sayede kulak kanalının drenajı çok daha kolay olmakta, hatta kanalın havalanması da ciddi derecede artmaktadır, bu operasyonda kulak kepçesi uzaklaştırılmaz ve estetik olarak da olumsuz bir görüntü oluşmaz.

Uygulanabilecek ikinci operasyon ise “total dış kulak kanalı ablasyonu”dur. Bu operasyonda dış kulak kanalının tamamı uzaklaştırılmakta ve kulak kapatılmaktadır, tedaviye kesinlikle yanıt alınamadığı ve küçük dostumuzun hayat kalitesinin bozulması söz konusu olduğunda düşünülebilecek radikal bir müdahaledir.

Bu müdahale sonrası ilgili kulakta işitme ortadan kalkmaktadır, fakat unutulmamalıdır ki bu operasyonun düşünüldüğü durumda kulak zaten işitme fonksiyonunu çoğunlukla yerine getiremeyecek kadar kötü durumdadır. Komplikasyon riskleri de göz önünde bulunularak gerekliliği konusunda emin olunmalı, başka bir çözüm üretilemiyor ise ağrı ve rahatsızlığın ortadan kalkacak olması düşünülerek karar verilmelidir.

dis-kulak-kanali-iltihabi

Otitis Externa Nasıl Önlenir?

Kulak kanalı kuru tutulmalı ve iyi havalanması sağlanmalıdır. Banyo veya yüzme gibi aktiviteler sonrası kulakların nemli kalmaması sağlanmalı, kuru bir pamuk ile temizlenmelidir. Kulak kirini kulağın içine doğru itecek uygulamalardan uzak durulmalıdır (örneğin pamuklu çubukla temizleme). Pamuklu çubuk kullanılacaksa sadece kulak kepçesindeki kıvrımların temizliğinde kullanılmalıdır.

Hasta yakınlarımız, dostlarımızın kulaklarını düzenli olarak kontrol etmelidir. Deri renginde, sıcaklığında bir farklılık görüldüğünde, kulaktan kötü koku veya akıntı gelmesi durumunda ilk fırsatta bir veteriner kliniği ziyaret edilmelidir. 

Bunun yanı sıra ne yazık ki çoğu zaman otitis externa belirti vermeden uzun süre devam edebilir, tedavi edilmediği için kronikleşebilir veya tedavi edilemez hale gelebilir. Kimi zamanlarda iltihap orta kulak ve hatta iç kulağa ilerleyebilir, vakanın komplike olmasına neden olabilir. Bu sebeple düzenli veteriner kontrolü çok önemlidir.

Veterineriniz her rutin ziyaretinizde dostunuzun kulağını da kontrol edecek, eğer bir otitis bulgusu varsa sorunu tespit edecek, gerekli görürse uygun bir tedavi veya müdahalede bulunacaktır. Böylece şikayetin ilerlemesinin önüne geçilecek ve çoğu zaman erkenden çözülmesini sağlayacaktır. Pet sağlığının en önemli bölümlerinden birisi düzenli veteriner kontrolü ve hasta sahibiyle doğru iletişimdir. Bunların sağlandığı durumda sevgili dostumuzun şikayetleri önceden farkedilecek ve sağlıklı bir ömür geçirmesi mümkün olacaktır.

Kedilerde Otitis Externa Görülür Mü?

Kedilerde dış kulak yolu hastalıkları köpeklere göre daha az görünmektedir. Bunun sebebi ise kedilerin kulak kepçelerinin köpeklere göre daha küçük olmasıdır. Aynı zamanda kedilerin kulakları hava girişleri olabilecek şekilde yani dik konumdadır. Dış kulak yolu hastalıklarının kedilerde görülmesinin en sık görülen sebebi kulak uyuzudur.